anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo

Hem özgüvenli hem de terbiyeli olmak mümkün

Yeni nesil ebeveynlerin en büyük kaygısı gözlemlediğim kadarı ile kendi çocuğunun yaşıtlarına göre geride kalıp kalmadığı ve özgüvenli olup olmadığı… Eğitim sisteminin sürekli değişmesi, özel okulların çoğalması, adaletsiz gelir dağılımı, teknolojinin  artması ile çoğu mesleğin atıl kalması yarışı kızıştırıyor. Özgüven zaten tanım olarak bir türlü yerine oturmuyor. Yapmak istemediği bir şeyi; annesi dışında birine de, annesi yokken bildirebilmesi evet özgüven. Ama bildirirken kullandığı dil, terbiyesini belli eder. Nezaket kurallarını da okuldan çok evde öğrenir çocuk.

Sizin evdeki bireylere ya da çevrenizdekilere saygı anlayışınız kişiye göre değişiyor ise çocuk da bu durumu örnek alıyor. Garsona olan tavrınız ile müdürünüze olan tavrınız tabi ki aynı olamaz. Ama siz garsona gerektiğinden fazla ukala, müdürünüze de gereğinden fazla el pençe divansanız çocuğa giden mesaj da aynen bu yönde oluyor. Yani çocuk kendinden küçük ve zayıf gördüklerini ezip kendinden büyüklere ya da menfaati olduğu insanlara saygıda kusur etmiyor. Hâlbuki her insan saygıyı hak eder. Sokakta dilenen bireyin de kendine özgü bir duruşu ve yaşamı var bir şirketin genel müdürünün de… İnsanlar sizin hayatınızı gasp etmediği sürece de saygısızlık yapmaya hakkınız yok. 2 yaşındaki bir çocuğun arkadaşının elinden oyuncağı çekerek alması normal. Çünkü bu onun yaşının özelliği. Fakat 5 yaşındaki çocuğunuz aynı şeyi yapıyor ise ters giden bir şeyler var. Bu durumla içten içe gurur duymayın. Hakkını savunur aç kalmaz benim çocuğum demeyin. Bir gün öğretirler bu yaptığı şeyin saygısızlık olduğunu ve yaşı da geçmiş olduğu için incinerek öğrenir.

Bir örnek

Öğretmen bir arkadaşım anlattı geçenlerde. Oyun sahneye koyacaklarmış çocuklarla. Yaş gurubu 4… Bilirsiniz ortada bir oyun var ise herkes pamuk prenses olamaz herkes kötü kalpli cadı da olamaz. Aslında bunun bir önemi de yoktur. Önemli olan çocukların gurup halinde hareket edebilmesini sağlamaktır. Önemli olan çocukların eğlenmesidir. Öğretmen; çok büyük bir sorun yoksa zaten her çocuğun durumuna göre adil bir dağılım yapar. Aralarından bir ufaklığı da kötü kalpli cadı yapmış. Çocuk demiş ki ben kötü kalpli cadı olmam beni pamuk prenses yapacaksın. Öğretmen bunun bir önemi olmadığından bahsetmiş, oyunu anlatmış, durumu anlatmış çocuğun anlayacağı bir dilde anlatması gereken her şeyi anlatmış… Çocuktan gelen cevap ise şu olmuş. “Senin paranı ben ödüyorum istediğim rolü vermek zorundasın sen” Farkındaysanız bu bir 4 yaş cümlesi değil. Çocuğun tek bu cümlesinden yola çıkarak ben onun size aile profilini saatlerce anlatabilirim. Bu çocuğa özgüven li diyebilir miyiz, cesur diyebilir miyiz? Belki durumu sevimli kılmak için diyebilirsiniz ama bu çocuk sadece “terbiyesiz”. Ve bunda onun hiçbir suçu yok.

Eğer siz ebeveyn olarak; babanneye ayrı nezaket kuralları anneanneye ayrı nezaket kuralları, öğretmene ayrı çaycıya ayrı nezaket kuralları uyguluyorsanız çocuğunuz olması gerekeni ileride başkasından acıklı bir şekilde öğrenebilir. Okul öncesi bir çocuğa özgüvenli diyebilmemiz için şunlar yeterlidir;

-Sizden başkasına siz yokken ihtiyaçlarını söyleyebiliyor mu?

-Rahatsız olduğu bir durumda tepki verebiliyor mu?

-Sorunlarını çok zor durumda kalmadığı sürece ağlamayıp (4-6) konuşarak         halledebiliyor mu?

-İstemediği bir şeye zorlandığında istemediğini uygun bir dille söyleyebiliyor mu?

bence bunlar yeterli.  Ha çocuğunuz gösterilerde en önde olmayı seviyormuş, cesaretliymiş her yeni şeyde ilk deneyen oluyormuş vs.vs. Bunlar güzel şeyler. Fakat işin yağı balı ve daha çok çocuğun mizacı ile ilgili durumlar. Böyle olmayan çocuklar özgüvensiz değil. Ya da ileride hangisinin ne olacağı belirsiz. Yani bilimsel olarak kanıtlanmadı; okul öncesinde böyle ise ileride kesin CEO diye bir bilgi yok henüz.

O yüzden siz ileride zor değişecek şeyleri işleyin. Saygı, sevgi, nezaket, hoşgörü,  ve doğa sevgisi…

Nazan Akpolat