anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo

Günümüz eğitim sisteminde ödüllendirmeler ve cezalandırmalar, sıklıkla başvurulan davranış şekillendirme yöntemlerindendir.

Sadece okullarda değil, ev ortamlarında da anne babalar çocuklarına belli davranış kalıplarını öğretmeye çalışırken fark etmeden ya da bilinçli olarak ödül ve ceza sistemini uygularlar. Her ne kadar cezanın çok tehlikeli bir eğitim aracı olduğu konusunda toplumsal bir farkındalık gelişiyor olsa da ödüllendirme sisteminin de aslında tıpkı cezalandırmadaki gibi benlik yapısını bozucu etkisini gözden kaçırıyoruz. Ödülün özellikle çocuk ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinden bahsetmeden önce ödülün ne olduğuna değinelim.

ÖDÜL NEDİR?

Ödül “bir koşula bağlı olarak verilen” ve belli bir davranışın ortaya çıkmasını sağlayan obje veya etkinliktir. Bir objeyi ödül yapan şey onun koşullu olarak veriliyor olmasıdır. Koşul olmadan ödül olmaz. Örneğin çocuğuna “Ödevini bitirirsen televizyon seyredebilirsin” diyen bir anne, ödevini yapması koşuluyla televizyon izlemeyi ödül olarak sunmuş olur. Farkında olmadan kullandığımız bir diğer ödül de “sosyal ödül” dür ki, bunlar da daha çok koşullu olarak söylediğimiz takdir ve övgü sözleridir.

ÖDÜLÜN ZARARLARI NELERDİR?

  • Ödülün insan psikolojisi üzerinde birçok olumsuz etkisi vardır. Bunlardan ilki ödülün öğretilmek istenen davranışın edinilmesine engel olmasıdır. Edinme kalıcı öğrenmedir, iç motivasyon ile gerçekleşir. Kalıcı öğrenmenin en temel şartı “iç motivasyon” dur.  Kişi öğrenmekle ilgili içsel bir motivasyon hissetmiyorsa öğrendiği bilgiyi uzun süre belleğinde saklayamaz, unutur.  Ödül ise bir dış motivasyondur. Bir davranışın belli bir ödülü kazanmak için yapılıyor oluşu, ödül ortadan kalktığında davranışın da ortadan kalkmasına neden olur.
  • Ödülün bir diğer zararı amacın, araca dönüşmesine neden olarak sorumluluk bilincinin gelişmesine engel olmasıdır. Örneğin çocuğuna “odanı toplarsan çikolata yiyebilirsin” diyen bir anne çikolata yemeyi amaç, odayı toplamayı ise araç haline getirmiş olur. Çocuk odasını çikolataya ulaşabilmek için toplar. Bu işin kendine ait bir sorumluluk olduğunu öğrenemez. Kendisine bir ödül verilmediği taktirde odasını toplamak istemez. Böylesi bir süreçte anne çocuğa odasını toplatabilmek için her defasında bir ödül sunmak zorunda kalır.
  • Ödül esas itibariyle dışsal bir kontrol mekanizması olduğundan kişinin kendini denetleme becerisini yok eder. Kendini denetleyemeyen bir kimsenin de mutlu olması mümkün değildir. Bir yetişkin tarafından sürekli olarak ödül yolu ile ne yapacağı belirlenen bir çocuğun kendi kararlarını alma yeteneği gelişemez. Ödülle kontrol edilen çocuk kendini kontrol etmekten vazgeçer ve edilgenleşir.
  • Ödül, yaratıcılığı olumsuz etkiler. Yaratıcılık içsel motivasyonun bir yansımasıdır. Dışsal bir motivasyon kaynağı ve kontrol mekanizması olarak ödül, yaratıcılığı öldürür. Kişi yaratıcı olabilmek için dünyaya geniş bir çerçeveden bakabilmeli ve esnek düşünebilmelidir. Ödül ise dikkatin belli bir noktaya odaklanmasına neden olarak bilişsel daralmaya sebep olur.
  • Ödülle yapılan işin kalitesi de düşük olur. Ödülü kazanma çabasının yarattığı stres performansı olumsuz etkiler. Ödül vasıtasıyla yaptırılmak istenen iş yapılmış olsa da ortaya çıkan sonuç tatmin edicilikten uzak olur.

Nihai olarak ödül ve ceza aynı şeydir ve her ceza içinde ödülü ve her ödül de içinde cezayı barındırır. Aile çocuğa ödül vaadiyle bir davranış öğretmeye çalıştığında tüm saydığımız sebepler dolayısıyla çocuğun ruh sağlığına zarar vereceğini bilmelidir.

Psikolog Ayşenur Kaya