Bebekler sabit yaşamlarından hareketli yaşama geçtiği andan itibaren, yani emeklemeye ya da yürümeye başladığı andan itibaren evinizdeki her alan, her araç gereç  onların oyun alanıdır. Çocuğun yapısına göre karıştırma dozajı değişse bile evi karıştırmak istemeyen çocuk yoktur. Oyun oynamak onların hayatının provası ise eğer; eviniz de sahnesidir. Temkinli çocuklar bunu daha çok gözünüzün içine bakarak yapar. Atak çocuklar düşünmeden sadece harekete geçer. Ama çocuk dediğin evi rahat bırakmaz. Tabii siz onu sürekli tabletle telefonla ya da televizyonla durdurmuyorsanız…

“Benim çocuk hiç durmuyor” diyen anne çocuğunu övüyor mu, yeriyor mu, yoksa ilgi mi bekliyor bunu tam olarak anlamayız. Çünkü “çocuğum çok yaramaz” derken ya da başka çocuk ile kıyaslarken gözünde yorgunluktan öte mutluluk hissi geçer (!) Bu muhtemelen yaramaz çocuk, uyanık çocuk zeki çocuk düşüncesinin yarım yamalak bilgilerle bize geçmesinden ileri geriyor. Çocuğun hareket etmesi önemli. Hareket eden çocuk öğrenir. Zaten her çocuk kendi ortamında bu anlamda özgür olmak ister ve sizi zorlar. Vitrininizde yıllardır santim yeri oynamayan fincanınız sizin için çok kıymetli olabilir ama çocuk için sadece dokunup keşfetmesi gereken bir nesnedir.

Ütülü, sıralı, nizamlı çamaşırlarınız sizin için gurur kaynağı olabilir ama çocuğunuz için dokunup oraya buraya atmak istediği kafasından ters düz geçirmek istediği kumaşlardan ibaret. O örtülerle kapatıyorsunuz ya halılarınızı ee çocuğunuz onun örtüyle kapatıldığını hissettiği an örtüyü çekmek isteyecektir. Dağıtacaktır. Çünkü henüz sizin bildiklerinizi bilmiyor. Yani bu anlamda yaramaz olması çocuğun çok olağanüstü bir şey değil. Hatta bu yaramazlık değil keşiftir.

Daha çocuk dolaba koşar koşmaz “durrrr yapma hiç durmuyorsun yaaaa” dediğiniz anlar uzadıkça bu keşfin süresi de uzayacaktır. Önlem almak dolapları kilitlemek değildir. Önlem almak; onun ulaşabileceği yerlere kendine ve başkasına zarar vereceği araç gereçler koymamaktır. “Ee  ama her gün çıkarıyor dağıtıyor çamaşırları” . Dağıtsın… Senelerce aylarca dağıtmayacak aslında. Karıştırsa da böyle saldırırcasına yapmayacak bu işi.Bir izin verseniz her yeri kilitlemeseniz fark edeceksiniz bunu. Evim her gün temiz olsun titizlikte üstüme yok diyorsanız 6 yaşında da o dolap karıştırılacak bilginize…

Maria Montessori’yi duymayan kalmamıştır sanırım. Her ne kadar günümüzde materyal satmak için ya da blogcu annelerin aktivite örnekleri için kullanılsa da aslında Maria Montessori felsefesi bu bahsettiğimiz konu ile çok alakalıdır. Çocuklarınızı iyi tanıyın. Daha doğrusu genel çocuk dünyasıyla ilgilenin. Çocukla ilgili müthiş hayalleriniz varsa bu hayalleri gerçekleştirmeniz onun hayallerini bilmekten geçer. Eviniz artık çocuklu. Bu yüzden çocuğunuzu eve değil evi çocuğunuza uydurma zamanı…

Mutlaka açıp karıştırabileceği zarar görmeyeceği dolaplar olsun. Döküp saçsın o çok sevdiğiniz koltuklara döküp saçsın ki nasıl toplayacağını da sizden öğrensin. Evinizin nasıl göründüğünden çok daha önemlidir herhalde çocuğunuzun bir şeyi keşfedişini izlemek. Sorularını cevaplamak. Kocaman açtığı gözlerine bakmak . Kim bilir belki o gözlerde siz de kendiniz hakkında yeni şeyler keşfedersiniz.

Nazan AKPOLAT

Comments are closed