anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo

Çocuklar için dramanın önemi

Bizler doğuştan taklit etme yeteneğine sahibizdir. Çünkü yaradılışımız taklit etmeye bağlı  olarak öğrenmeye dayalıdır. Belli bir yaştan sonra taklit ederek öğrenme yeteneğimizi yitiririz. Buna bağlı olarak da empati yapmakta, hissederek yaşamakta zorluk çekeriz. Örneğin 5 yaşındaki çocuğa bir kuzu ol dediğinizde hemen kuzunun şeklini  alır hatta gerçek bir kuzu sesi çıkarır. Fakat grup içinde aynı şeyi bir yetişkinden isteseniz kuzu taklidi yapmakta zorlanır.

O yüzden hep “keşke çocuklar kadar doğal kalabilseydik keşke onlar kadar samimi olabilseydik” şeklinde yakınmalarımız başlar yaş geçtikçe. Drama çocuklarda ve hatta yetişkinlerde bu doğuştan gelen empati yeteneğinin ölmesini eğlenerek oynayarak engelleyen bir öğrenme biçimidir. Aslında hayatın provasıdır.

Teknoloji geliştikçe hayatımız kolaylaştıkça sosyalleşmemiz zayıflıyor. Eskiden psikolog ya da pedagoga gidildiğinde akla ilk ruhsal hastalıklar gelirdi. Ama artık insanlar normal yaşamları devam ederken destek amaçlı bu tarz alanlara başvuruyor. Hayatımız kolaylaştıkça yalnızlığımız artıyor. O yüzden son yıllarda drama bir alan ya da hobi olmaktan çıkıp gereklilik haline gelmiştir.

Eğer dramayla ilgili gerçek bir farkındalığınız varsa kreş ararken okulunuzun ne kadar sayıları harfleri ingilizceyi öğrettiğinden çok hangi oyunları oynadığıyla ve çocukların ruhsal gelişimiyle ne kadar ilgilendikleriyle ilgili bir araştırma yaparsınız. Evcilik der geçeriz mesela… Ama çocuğunuzla 45 dk tam konsantrasyon sağlayıp evcilik oynasanız; iç dünyasıyla ilgili, korkularıyla ilgili, sevinçleriyle ilgili güzel bir yolculuğa çıktığınızı fark edersiniz.

Hatta çocuğunuzun çevresinde olanların onun üzerindeki etkisini bile keşfedersiniz. Sizi taklit eder, öğretmenini taklit eder, bir kediyi taklit eder, arkadaşını taklit eder… Siz nasıl bir ebeveyn olduğunuzu kapı kapı pedegog gezip öğrenmek yerine çocuğunuzla doğru iletişime geçerek öğrenebilirsiniz.

Toplumun gittikçe bencilleştiğinden şikayetçi oluyoruz. Terör diyoruz, engelli insanların hakları diyoruz,hayvanlara ve insanlara şiddet diyoruz… Çocuklarımızı bizler büyütüyoruz. Gökten zembille inmiyor kötülükleri yapan bireyler. Çocuğun hayata açılan penceresi oyundur. Oyun içinde öğretmediğinizi konuşarak öğretebilmeniz çok zor. Drama bir grup çalışmasıdır. Haliyle tek faydası hayat içindeki kuralları öğretmek ya da empati yeteneğini beslemek değildir.

Drama;

Topluluk içinde konuşabilme hareket edebilme becerisi kazandırır.

Arkadaşlarıyla uyumlu olma birlikte karar alabilme yeteneğini geliştirir.

Dramanın özelliği ortada bir yarış yoktur. Nasıl göründüğünüz başarıp başarmadığınız önemli değildir. Örneğin çocuğun gözleri kapatılır ve görme engelli biri gibi davranması  beklenir. Çocuk o durumda bu rolü nasıl gerçekleştirdiğiyle ilgilenmez. Görme sorunu olan birinin neler hissettiğiyle ilgilenir. Başarı odaklı role girmediği için özgüveni desteklenir.

Çocuğunuzu fiziksel olarak aktifleştirir. Çünkü bir konsept belirlenir. Bunun için bazen bir dans çoğu zaman bazı hareketler belirlenir.

Son zamanlarda çoğu derste de araç olarak kullanılan dramanın önemini farkedin ve çocuğunuza okul ararken, akademik becerileri nasıl kazandırdıklarının yanı sıra ruhlarının nasıl desteklendiğiyle de ilgilenin. Drama hayatın provasıdır unutmayın.

Nazan AKPOLAT

Comments are closed