anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo
Aferin

Bize sorulduğunda şüphesiz ki kayıtsız şartsız çocuğumuzu seviyoruzdur. Her haliyle kabulümüzdür, her haliyle rehberiyizdir onun. Peki, pratikte bu hissimiz çocuğa aynen bu samimiyette geçiyor mu? Bunca özel okulun açıldığı bunca kişisel gelişim kurslarının açıldığı bunca sınavın olduğu devirde yarıştan yarışa koşan çocuğumuzun bizim onu kayıtsız şartsız sevdiğimizi hissetmesi çok zor. Neden mi? Çünkü aferinlerimiz anlamını aşıyor…

Aferin bir övgü ve takdir sözcüğüdür. Genelde bizden statü olarak düşük veya yaşça küçük olan insanlara kullanırız. Bir kişinin takdir edildiğini duymasına ihtiyacı vardır. Bu onu yüreklendirir. Takdir önemlidir. Hem olumlu davranışını pekiştirirsiniz hem cesaretlendirirsiniz hem de özgüven arttırırsınız.

Fakat biz anne babalar sistemdeki yarışa kendimizi o kadar kaptırıyoruz ki bir sevgi sözcüğü olarak da aferini kullanıyoruz. Hatta daha da abartıyoruz egomuzun da gazına gelip kıyas cümlesinin içine ekliyoruz takdiri. “Falanca yemeğini bitirmemiş ooo sen bitirdin mi aferin oğlum…” “Sınıfta tek senin mi matematiğin beş aferin kızım” “Bak falanca arkadaşın gösteride ağladı. Sen ne güzelde dans ettin.

Aferin sana”… Bazen bütün bunları direk söylemiyoruz ama hissettiriyoruz. Sevincimizden duruşumuzdan gururumuzdan hissediyor. Elimizde olmadan yapıyoruz bazen bunu… Ama takdir bireyseldir. Kıyas içermemelidir. Bugün başarılı olan çocuğunuz yarın başarısız olduğunda aklına gelecek ilk şey “annem artık beni sevmeyecek” olur. Çünkü zamanında aferiniz anlamını aştı. Başarısız olduğu ilk gün kendini başarılı olduğu arkadaşı ile kıyaslayacak. Çünkü başarılı olduğunda siz ona bunu öğrettiniz.

Küçük kızım bugün sabah kalktığında dün karne partisinde ördek dansını çok iyi yaptığından bahsetti. Belli ki kendini iyi bulmuş. Bu çok hoşuma gitti. Yapmayan ve kendini geriye çeken çocuklardan bahsetti. Belli ki kendini arkadaşlarıyla kıyaslamış. Cevabım şu oldu; evet gerçekten dansta çok iyiydin tebrik ederim. Ama yapmak istemeseydin ya da yapamamış olsaydın da ben seni çok seviyorum… Gözlerindeki parıltıyı anlatamam. Ördek dansındaki başarısından daha çok mutlu ettiğime eminim…

Çocuğunuzun her alanda başarılı olması imkânsızdır. Her zaman heyecanını kontrol edebilmesi de imkânsız. Başarıya ve başarısızlığa gerektiğinden fazla önem vermesine izin vermeyin. Annelerin kayıtsız şartsız sevgisinden bahsederiz ya hep… Bunun gerçekten hakkını verin. Çocuğunuz sizin onu bir eyleme bağlı olarak sevdiğinizi düşünmesin. Bu bütün takdir cümlelerine öldürecek ruhunu kemirip bitirecek bir şüphe geliştirir. Kısa vadede yarış kazandırır uzun vadede yalnızlaştırır. SENİ SEVİYORUM sık, sade ve takdir cümlesi içermeden kullanılmalıdır.

Nazan AKPOLAT

Comments are closed