anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo

Bağlanma ihtiyacı yaşamın ilk günlerinde başlayıp ömür boyunca devam eden duygusal bir ihtiyaçtır.

Bu ihtiyacın gideriliş biçimi insanın tüm hayatında etkin rol oynar. Öyle ki, Kişinin gelecekte kim olacağı çocukluk dönemindeki bağlanma biçiminin üzerine temellenir. Bu sebeple, ebeveynlerin ilk dikkat etmesi gereken şey çocukları ile kurdukları bağın niteliğidir.

Güvenli bağlanma iki kişi arasındaki karşılıklı duygusal aktarımı içeren fiziksel yakınlığı sürdürme isteğidir. Bebek dünyaya geldiğinde yaşamını tek başına sürdürebilecek becerilere sahip değildir. Kendi başına beslenemez, temizlenemez, uyuyamaz. Kendi kendini tehlikelerden koruyamaz. Annesinin bakımına muhtaçtır. Eğer ihtiyaçları tutarlı, vaktinde ve yeterince karşılanırsa çocuk annesine güvenli bağlanır.

Güvenli bağlanma sürecinde annenin duyguları da çok önemlidir. Yaptığı şeyden keyif alan anne çocuğuna olumlu duygular aktarır. Aktarılan bu olumlu duygular çocukta emniyet ve değerlilik hissini oluşturur. Bu iki his, kişiliğin üzerine inşa edildiği temel hislerdir. Kendini emniyette ve değerli hisseden çocuk içinde yaşadığı dünyaya dair umutla dolar ve özgürce mizacına uygun olarak yaşam içinde kendini var etmeye çalışır. Güvenli bağlanabilmiş çocuğun en önemli özelliği kaygısız oluşudur. Yüzü mütebessimdir, çok sık ağlamaz, doğal bir merak duygusu içindedir, eşyaya nüfuz etmeye çalışır, hızlı öğrenir. Annesi ile kısa süreli ayrılıklara tahammül gösterir, direnmez. Böylesi bir çocukla birlikte olmak anne için de keyiflidir. Annesi ile güvenli bağlanan çocuk yetişkinlik döneminde sağlıklı ilişkiler kurar. Hiç kimseye bağımlı olmaz. Başarılı evlilik yapar. Okul ve meslek hayatında yüksek performans gösterir. Girdiği her ortamda duygu ve düşüncelerini saygınca ifade eder. Mizacının özelliklerini kaygısızca yaşar ve kendini gerçekleştirme yolunda adım adım ilerler.

Kaygı

Ancak çocuk dünyaya geldikten sonra ihtiyaçları düzenli, vaktinde ve yeterince giderilmemişse veya anne duygusal olarak iyi durumda değilse, mutsuz ya da depresifse, bebeğin ihtiyaçlarını gidermekte zorlanıyor ve ona olumlu duygular aktaramıyorsa bu kez anne ile çocuk arasında güvenli bağlanma değil güvensiz-kaygılı ya da güvensiz-kaçıngan olarak adlandırılan bağlanma tiplerinden biri gerçekleşir. Bu bağlanma tipleri gelecekte yaşanacak davranış problemlerinin ve ruhsal sorunların çekirdeğini oluşturur.

Güvensiz-kaygılı bağlanmada İhtiyaçları vaktinde ve yeterince giderilmeyen çocuk yetişkine güvenmemeyi öğrenir. Böylesi bir çocuk için dünya emniyetli bir yer değildir. Kendisine olumlu duygular aktarılmadığından sevilmeye değer olmadığını düşünür. Gelecekle ilgili umutsuzdur. Bu durum çocuğun sürekli bir kaygı hali yaşamasına neden olur. Endişe içinde olan çocuk duygusal yoksunluk çeker. Sevilmediğine ve terk edileceğine inanır. Annesinin yanından ayrılmasına tahammül edemez. Biraz ayrılacak olsa annesinin bir daha dönmeyeceğini zanneder. Ağlar ve aşırı tepki gösterir. Böylesi çocuklar gelecekte de sağlıklı ilişkiler kuramazlar, kendisine biraz yakınlık gösteren kişilere bağımlı olurlar. Eş ve arkadaş seçiminde yanlış tercih yaparlar. Akademik ve mesleki başarıları düşüktür. Sevilme endişesi ile toplum içinde duygu ve düşüncelerini olduğu gibi ifade edemezler, kendi gibi değil kendinden beklendiği gibi bir insan olurlar.

Annesini ruhsal ve fiziksel olarak yanında bulamayan çocuklarda gelişen güvensiz kaçıngan bağlanma tipinde ise çocuk kendi kendine yetinmeyi öğrenmiştir. İhtiyaçları yetişkin tarafından doğru bir biçimde giderilmediğinden çevresine karşı derin bir güvensizlik duygusu içindedir. Yapacağı işlerde yardım beklemez, kendi ihtiyaçlarını kendisi giderir. Annesi yanından ayrılacak olsa buna itiraz etmez, tepki vermez, geri döndüğünde de kayıtsız kalır, umursamaz. Böylesi çocuklar yetişkinlik döneminde duyarsızlaşır ve başkalarının çektikleri sıkıntılara kayıtsız kalırlar. Akademik ve mesleki yaşamda başarılı olsalar da duygusal yakınlık kuramadıklarından giderek yalnızlaşırlar.

Uzman Psikolog Ayşenur Kaya