anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo

Başlığı okuyan her kadının “benden bahsediyor” dediğini duyar gibiyim.

Erkek, çocuğumu ve eşimi nasıl daha huzurlu ve rahat ettireyim diye düşünürken annenin ruhu, hamile olduğunu duyduğu günden itibaren çalkalanır durur. Aldığı havada, yediği yemekte, yürüdüğü yolda, üzüldüğü konuda, güldüğü espride hiçbir şeyde ama hiçbir şeyde yalnız değildir artık. Bu iki kişilik düşünme hali hiçbir kalabalığa da benzemez hani. Ne kardeşe ne sevgiliye ne dosta… İşte bu yüzdendir ki bir kadını yaş alması değil anne olması büyütür.

Çevresi bütün bu değişiklikleri hassaslık olarak tanımlarken kadın hayatına giren yeni bireyin her halini hisseden ve tanıyan biri olarak bambaşka bir bakış açısına sahiptir. Dünyadaki bütün çocuklara hatta insanlara duyarlı hale gelmiştir artık. Öyle ki önünden defalarca geçip ilgilenmediği kedi yavrusuna bile başka gözle bakar. Evet bir kadını en çok evladı büyütür.

O uyurken ütülediği minik çamaşırlar büyütür, yemeyeceğini bildiği halde defalarda pişirdiği çorba büyütür, çocuğun canı yandığında gözünden düşen bir damla yaş büyütür kadını, özendiği bir oyuncağı almaz belki ama çocuğunun o oyuncağa attığı bir bakış büyütür, başkaları tarafından kırılan o küçük kalbi en güçlü ifadesiyle tamir ederken kendi kalbinin parçalanışı büyütür, okula gönderirken sanki akşam koklamayacakmışçasına kokladığı o koku büyütür…

Empati…

Bir şehit annesinden bahsederken ya da çocuğu ciddi bir rahatsızlığın içinde olan bir anneyle ilgilenirken alabildiğine dikkat etmeliyiz işte… Gerekirse kendimizi zorlayarak empatinin en ileri seviyesini yapmalıyız… Yüz yüze iletişimin azaldığı, internetin olmazsa olmazımız olduğu döneme girdiğimiz günden itibaren ne dediğimizi bilmez olduk. Çünkü göz göze iletişim zordur. Öyle kolay değildir göz göze istediğini söylemek…

Bir Suriyeli anneye sorsanız bayılmıyordur çocuğunu bu ülkede dilini bilmediği çocukların sınıfında okutmaya misal. Biz en kolayını tercih ediyoruz vicdanımızın önüne tartışma konularını döşüyoruz. Elbette ki sadece klavyede (!) Tartışma konularından da en güzeli siyaset tabi ki… Aynı takımda değilsen vur gitsin… Ortada çözüm üreten yok. Var olanı eleştiren, var olmayanın yapamayacağı sözler verdiği bir gurup ve hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen bir var olan var.

Maddi durumu yeterli olmadığı için çocuğunu vasat şartlarda yaşatan ve bunu çocuğunun gözünden okuyup büyüyen anneler, boynunun kokusunu özlerken şehit haberini alıp büyümüşken ölen anneler, yurdundan olmuş tutunmaya çalışan ama siyasi dertlerden dolayı asla kabul görmeyerek yaşlanan anneler keşke klavyesiz dertleşebilsek sizlerle keşke klavyesiz çözümler arasak, çözümü bulamasak bile beraber ağlasak…

Nazan AKPOLAT

Comments are closed