anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo

Yaradan, kadının ruhunu; üreten, toparlayan ve şefkatiyle sarmalayan şeklinde biçimlendirmiştir. Her biri ” kadın olmanın eşsiz gururunu ” hissetmeli ve bu doğrultuda yaşamalıdır. Sadece görevlerine adapte olmayan, kendi ruhunun güzelliklerinin farkında olan her kadın şüphesiz çok güçlü ve mutludur.

Onun  yaşamadığı ev hemen fark edilir deriz ki “bu evin hanımı yok”. Onun çalışmadığı iş yeri de hemen fark edilir. On dakikalık bir gözlemle ofisin düzenlenme biçiminden hatta insanların enerjisinden bu iş yeri kadın eleman için uygun değil ya da bu iş yerinde bayan eleman çalışmıyor diyebiliriz. Fakat toplumda gerek okuma oranının düşüklüğü gerekse çocuk yetiştirme tarzının bozukluğundan dolayı çoğu kavram gibi “kadın” kavramı da doğru anlaşılmaz. Yinede bilmeliyiz ki onun doğasında olan güzelliklerinin bütün topluma yansıması yine sadece kendi elindedir.

Çünkü o toplum içinde kendini nereye koyarsa oradadır aslında… Bir kadın kendini sadece cinsel obje olarak görmüyor ise onu kimse zorla cinsel obje yapamaz. Yapmaya çalışsa da bedelini ağır öder. Bunun bedelini ağır ödemesini yine kadın sağlar. Nasıl ruh sağlığı yerinde olan her erkekten koruyup kollama, ev geçindirme, mümkün olduğunca güçlü durma özellikleri bekleniyor ise kadından da üretmesi, çekip çevirmesi ve dokunduğu her şeyi iyileştirmesi beklenebilir.

Bazı, kavramlar eğilip bükülmeye yanlış aktarılmaya çok müsaittir. Kötü niyetli zihinler yeterince bilgili olmayan her beyni bu kavramlarla oynayarak yanıltmaya çalışır. Örneğin kadının İslamiyette yeri eşsizdir bununla ilgili birçok belge sunulabilir. Ama insanlar sırf kendi menfaatleri uğruna kadının İslamiyet teki yerini karalamak adına bilgileri yanlış aktarmayı tercih eder. Başka bir taraftan özgüven adı altında çağdaşlık adı altında 14 yaşındaki bir kıza tek aşılanan onun ne kadar güzel olduğudur ve özgür olması gerektiğidir. Ama özgürlüğün tanımını sorsanız çocuk bi haberdir. Bu durumda İslamiyet mi kadını hiçe sayıyor yoksa kavramları çarptırarak kendi fikir ayrılıklarımız ve hırslarımız uğruna biz mi kadına kendini hiçe saymayı öğretiyoruz tartışılır.

Karşı cinsler birbirini tamamlayacak şekilde yaratılmıştır. Bunu içi boş söylemlerle yanlış bir şekilde aktarmak genç bir bireyde kafa karışıklığından başka bir şeye sebep olmaz. Evet, erkek bedensel güce sahiptir kadın da ruhu güzelleştirecek güce sahiptir. Doğru anlaşıldığı takdirde de bu birliktelikte ne kadının ne de erkeğin aciz olduğunu gösterecek bir durum yoktur.

Sonuç olarak öncelikle kadın nasıl bir kadın olmak istediğini bilmelidir. Ona bunu hiçbir erkek öğretemez. Aksine o erkeği büründüğü tavırla şekillendirebilir. İş yerini şekillendirebilir, çocuğunu şekillendirebilir, evini şekillendirebilir, mahallesini şekillendirebilir… Allah sizi kadın olarak yarattı ise önce ona kulak verin. Yani üretin, toparlayın ve çok sevin.

Nazan AKPOLAT