anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo

Ana-babanın çocuğuna verebileceği en değerli his, güven hissidir.

Eğer çocuk ebeveynlerinden güven hissini doyasıya alabiliyorsa, şiddete maruz kalmıyorsa, “dersini neden yapmadın daha? Senin gibi tembel çocuk görmedim “,” senin gibi çocuktansa hiç çocuğum olmayaydı keşke ” ebeveynler bu tip çocuğun duygularına hitap eden cümleler söylemedikçe, şiddet görmeden, çocuk olduğu hali ile evin içerisinde kabul edilirse, o evin içerisinde çocuk mutluysa, annesinden emin ise o çocukta güven sorunu olmaz.

Çocuk neden ebeveynlerinden emin olmalıdır? Onu dövmeyeceklerinden, ona sövmeyeceklerinden, hakaret etmeyeceklerinden emin olmalıdır.

Ne yazık ki, bazı annelerin sık sık kullandıkları yol şiddet. Çocuk her hata yaptığında onu döven, söven, hakaret eden annesi vardır. Örneğin, 30 yaşındaki bir anne 4 yaşındaki çocuğuna şiddet yaşatıyor. Neden yaşatıyor bu şiddeti? Çocuk onu dinlemedi diye. Oysa çocuk 3 yıldır dünyaya gelmiştir. Çocuğa izin vermez ki, dünyayı tanısın. Annenin dediği kaşığı sağa koy, çocuğun yaptığı kaşığı sola koymak, anne çocuğa gel diyor, çocuk gelmiyor. 

Beni Dinlemiyor..

Annelerin “çocuk bana kulak asmıyor, sözümü çocuğa geçiremiyorum” diyerek yumruklarını sıkarak çocuğun üstüne giderken çocuğun içinde ana-babaya karşı olan güven duygusunun yok olacağını hiç düşünmüyordur. Hele çocuklar neyin iyi, neyin kötü olduğunu anlayacağı dönemde anne-baba dişlerini sıkmış durumda çocuğun üstüne gidip onu yiyecekmiş gibi baskı gösteriyorsa… Bu durumda hangi çocukta güven hissinin olacağından bahsedebiliriz?

Oysa sağlıklı ruha sahip olan bir çocuğun içinde taşıyacağı en önemli duygu güven hissi… Ana babalar içlerinde olan bir egoya sahip çıkamadıkları için, çocuklar onların sözünü yerine getirmemesi karşısında kendi saldırgan tutumlarını çocuktan çıkarması ile ilgili olarak çocukların onlara karşı güven duygusu kaybolmuş olur. Yahut misafirlikte çocuk elindeki bardağı yere düşürüp kırdı diye amme bağırmaya “Seni sakar, neden elindekini düşürdün” demekle herkesin yanında çocuğun onurunu kırmış olur. Çocuk da içinden; “benim annem budur, bir hata yaparsam hep beni ezer, beni azarlar” …

Böyle annenin elinde perişan hisler geçirir çocuklar. Oysa o, yürümeyi, oturmayı, konuşmayı, eşyaları nasıl kullanacağını, bardağı tutmayı yeni öğrendiği dönemde ona karşı doğru tavır almayı bilmeyen bir annenin çocuğudur. Kötü, imkân vermeyen bir annenin çocuğudur. İnsanların içerisinde onu aşağılayan bir annenin çocuğudur. Onun ruhunu görmeyen bir annenin çocuğudur. Bu durumda çocuk ne yapar? Kendini korumaya çalışır. Ona karşı bir söz diyenin cevabını verir, ebeveynleri ile ters konuşur, onlara zıtlaşmaya başlar. Bu da çocuğun kendini korumak için kullandığı yollardır. Kimden korumak için? Baba ve annesinden…

Sevgili ebeveynler, çocuğunuzu terbiye etmeden önce kendinizi terbiye edin. Zaten çocuğunuz sizin açtığınız patikanın ardından gidecektir. Öncelikle, aynaya bakın, hatalarınızı görmeye çalışın, kendinizi çocuğun yerine koyun, size böyle davranacak ana-babayla nasıl bir ilişki kurardınız? Böyle hareketlerinizle çocuğunuza derin izler, mesafeler bırakmayın. Çocuklarınızı olduğu gibi kabul edin, başkası olmasını istemeyin. Çocuğunuzun ruhuna dikkat edin. Çocuk büyütmek demek onun saçlarını taramak, onun karnını doyurmak demek değildir… Çocuğun ruhuna da arada bakın… O parçalanmış ruhuna çare arayın…

 

Derleme