anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo
3-6 yaş dönemi, çocukların kendi yaşıtlarıyla birlikte olmak istedikleri döneme denk geldiği için, çocukların bu yaş döneminde bir anaokuluna gönderilmesi; çocuğun sosyal ihtiyaçlarının karşılanabilmesi ve sosyal becerilerinin gelişmesini sağlayacaktır.

3-6 yaş dönemi çocuğun bağımsızlık, girişimcilik ve üretkenlik duygularını tatmin edebilmek, kendisini kanıtlayabilme ihtiyacı duyduğu döneme denk geldiği için; bu dönemde çocuğun anaokuluna gönderilmesi çok önemlidir. Çocuk, genel anlamda bu dönemde anne-babadan bağımsız olma duygusunu tatmin etmek ister. Anne-babası olmadan çevresini keşfetme duygusunu tatmin eden çocuk, bir sonraki döneme rahatlıkla geçiş yapabilecektir.

Girişimcilik ve üretkenlik dönemlerini de içinde barındıran Okul Öncesi dönemde, çocuklar neleri yapabildiklerini görmek ve göstermek isterler. Etraflarından gelen geri bildirimlerin olumlu olması bir yandan çocuğun öz-güvenini geliştirirken diğer yandan çocuğun üretkenliğini ve yaratıcılığını arttırır.

Çocuğum anaokuluna hazır mı?

Okulların açılmasına çok az zaman kala aileler çocuklarının; “Acaba çocuğum okulu sevecek mi? Arkadaş edinebilecek mi? Arkadaşlarıyla paylaşım içinde olabilecek mi?  Evden ayrılması kolay olup, okula güle oynaya gidebilecek mi?” gibi soruların cevaplarını çok merak ederler. Diğer yandan çocuğu yaz tatilinde olan ailelerin de, çocuklarının uzun bir tatil sonrası tekrar okula nasıl gidebileceklerinin kaygısını taşıdıklarını bilmekteyiz.

Danışanlarımdan da gözlemlediğim kadarıyla, okulların açılmasına az bir süre kala çocuklardan daha çok, aileler okul kaygısı yaşamakta. Sevgili anne-babalar siz ne kadar kaygılıysanız, çocuklarınız da o kadar kaygılı olacaklardır.

Çocuğun okula hazır olma şartları nelerdir?

  • Çocuğunuzun okula hazır olup olmadığının ilk şartlarından biri; çocuğun anne-babası dışında başka bireylerle sosyalleşme ihtiyacı duyduğu 3-6 yaş dönemi içinde olmasıdır. 3 yaşından küçük çocukların, mecburi olmadıkça bir bakıcıyla birlikte bire bir ilişkinin daha fazla olacağı ev ortamında olması çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimi için daha iyi olacaktır.
  • Çocuğun ilk bakım verenle (anne-bakıcı) güvenli bağın sağlanmış olması gerekir.
  • Çocuğun anne-babasıyla ilişkisinin ayrı ayrı  iyi olmasının yanında; anne-baba ilişkisinin de sevgi ve saygı çerçevesi içinde olması gerekir.
  • Çocuk dostu bir öğretmene denk gelinmesi.
  • Çocuğun tatil dönemini, huzurlu geçirmiş olması çok önemlidir; zira çocuğun yaşadığı olumsuz bir durum yada herhangi bir travmatik durum, çocuğun okula hazır olup olmasını etkilemektedir. Ancak, yukarda saydığım hususlar, çocuğun okula hazır olma şartlarını etkileyen tek faktör de değildir.

Çocuğu Anaokuluna Gidecek Olan Anne-Babalar Şunları Söylemekten Uzak Durmalılar;

  • ”Açılsın şu okullar kurtulacağım senden, bakalım orda her istediğin olacak mı?” Gibi korkutan, tehdit içerikli cümleler kurmayın. Bunlar çocuğun okula karşı ön yargılı olmasına neden olacaktır.
  • ”Hala kendi başına yemek yiyemiyorsun, kendi başına giyinemiyorsun, kendi başına oyun oynayamıyorsun okula gidince ne yapacaksın çok merak ediyorum.”
  • Evde her gün okulla ilgili konuşmayın.
  • Eve gelen misafirlere, telefonla konuştuğunuz kişilere, okulla ilgili ve çocuğunuzun okula alışıp alışamayacağıyla ilgili olumsuz düşüncelerinizi konuşmayın.
  • Çocuğunuzun, gideceği okul ve öğretmenleriyle ilgili kaygılarınız varsa bunları çocuğun yanında ya da duyacağı  yerlerde konuşmayın.
  • Okulu, çocuğunuz için ceza olarak kullanmayın; ”üz üz sen beni, seni okula göndereyim de sensiz kalıp kafamı dinleyeyim, sen de orda bensiz kal”  v.b. cümleler kullanmamaya dikkat edin.
  • Çocuğunuz, okula gidince rahat edeceğinizi, çocuğunuzun yanında dillendirmeyiz.

Çocuk, Okula Gittikten  Sonra ve Gitmeden Önce Anne-Baba Nelere Dikkat  Etmelidir?

Çocuğu ilk defa Anaokuluna gidecek olanlar olduğu gibi ikinci ve üçüncü kez anaokuluna çocuğu gidecek olan aileleri bazı zor durumlar bekliyor olması kaçınılmaz. Bunlar; çocuğun anne-babasından ayrılık kaygısı, evde başka küçük bir kardeşin olmasının vermiş olduğu  “kendisi evde yokken annesi ve kardeşinin evde neler yaptığını merak etme” duygusu olacağı gibi, yaz döneminin rahat alışkanlıkları olan; istediği saatte uyuma-uyanma, istediği kadar televizyon izleme, tablet-telefon kullanma gibi çocuğun ruh halini dağıtan ve kuralsızlığa alıştıran alışkanlıkları bırakıp okulun kurallarına uyum sağlamanın zorluklarını yaşamak istememe olacağı gibi, okula gitmemek için bahane olarak öne sürülen baş-karın ağrısı şikayetleri de sayılabilir.

  • Belirsizlikleri, belirli hale getirin. Belirsizlikler sadece biz yetişkinleri değil çocukları da kaygılandırır. O yüzden; çocuğunuza okul hakkında ve orda neler olacağı ile ilgili bilgi verin.
  • Gidilecek olan okulu, çocuğunuzla birlikte dolaşın.
  • Okulla ilgili az ve olumlu şeyler konuşun. ” orda arkadaşların olacak, orda bir sürü oyuncak olacak, orda oyunlar oynayacaksın, şarkılar söyleyeceksin, öğretmenim diyeceğin çocukları çok seven bir yetişkin olacak yanınızda, bu öğretmen, seni ve arkadaşlarını koruyacak” deyin.
  • Çocuğun uyku, yemek yeme, duygusal ihtiyaçlarını ihmal etmeyin.
  • Okul için ihtiyaç alışverişini birlikte yapın bu, çocuğunuzun okula olan isteğini ve heyecanını artıracaktır.
  • Okula başlamadan önce çocuğunuza, okulda neler yaşayacağı ”bir günü” öyküleştirerek oyunla çocuğa anlatın. Bu yöntem, çocuğunuzun kaygısını hafifletecektir. Öyküleştirmede yoğun ve abartılı duygu ifadelerini kullanmamaya dikkat edin.
  • Çocuğunuz siz olmadan, okula gidecek duygusal düzeyde olsa bile, okulun ilk günlerinde, siz de okulda kalın ve onu ilk günlerde erken almaya gayret gösterin. İşe başlayacak olan anneler işe başlamadan önce çocuğu anaokuluna götürerek bu süreci birlikte aşmaları çok önemli.
  • Çocuğunuzun sizden ayrı kalmakla ilgili kaygıları varsa zoraki durumlar hariç işe gitmek gibi, okulun ilk günlerinde siz de, okulda kalın. Çocuğunuzun ara ara sizi görmesini ve rahatlamasını sağlayın.
  • Çocuğunuzu okuldan alacağınız saati, saat üzerinde gösterin ve onu o saatlerde alın.
  • Okul çıkışlarında çocuğunuzla günü hakkında sohbet edin. Çocuğunuzdan bilgi almaya ve sorgulamaya yönelik sorular sormaktan uzak durun. ” okulda, en çok hangi oyunu oynarken eğlendin?, En çok kiminle oyun oynamak seni eğlendirdi? öğretmeninin yaptırdığı bu etkinlik ne şirin olmuş” gibi çocuğun hatırlamasının kolay olacağı sorular sormaya dikkat edin.
  • Çocuğunuzu okula bırakırken vedalaşmalarınızı kısa tutmaya özen gösterin. Onu öpün, ”keyifli bir gün geçir” deyip bırakın. Uzun süren vedalaşmalar çocuğunuzun, kaygısını arttıracak ve sizden ayrılmasını zorlaştıracaktır.
  • Çocuğunuzun öğretmeniyle tanış.
  • Çocuğunuzla beraber, arkadaşları için sürprizler hazırlayın; kurabiye pişirmek gibi. Bu çocuğunuzun okula gitme heyecanını arttıracaktır.
  • Çocuğunuzun okuldaki düzene alışabilmesi ve okula gitmeyi seçmesini kolaylaştırmak için ev içinde bazı değişikliklere gitmeye gayret gösterin fakat bunları okula gitme cezaları olarak kullanmayın amaç; çocuğun okulu daha keyifli bulmasını sağlamaktır. Evdeki televizyon ve tablet izleme sürelerine kısaltma getirin, yaşına uygun sorumluluklar verin, her istediğini yapmamaya özen gösterin. Bunları azaltırken, çoğunuza duygusal desteğinizi de aynı oranda arttırmaya özen gösterin.
  • Okulla işbirliği içinde olun. Okula gelemeden önce, yaşadığı ruhsal zorlanmaları hakkında okula bilgi verin. Ruh halindeki değişimlerin nedenlerinin biliniyor olması, öğretmenin nasıl yaklaşım göstermesi gerektiği için ipucu olacaktır.

Sonuç

Sevgili anne-babalar; unutmayın ki sizin için zor olan bu süreç çocuğunuz için de zor. Daha düne kadar sadece sizinle vakit geçiren çocuğunuz, dikkatini bir sınıf içinde 12-15 kişiye verecek olan öğretmenini arkadaşlarıyla paylaşacak. Evde her istediği olan çocuğunuz okul için de bazı isteklerini ertelemek zorunda kalacak bütün bunlar ve diğer bazı etkenler çocuğunuza zor gelecektir ve bunlar okula olan alışma durumunu zorlaştıracaktır. Bu süreçte sizin kaygınızı kontrol ediyor olmanız çocuğunuzun da daha az kaygılanıp bu süreci daha sağlıklı atlatmasını sağlayacaktır.

Bu süreçte sabırlı ve kararlı durmanız çok önemli. ” Herkesin çocuğu okula alıştı, sense her sabah ağlıyorsun ve okula gitmek istemiyorum diyorsun. Bu ne, böyle her sabah her sabah seninle uğraşamam ki benim de işlerim var, tamam gitme okula, evde kal sana televizyon da, gezme de yok”…  gibi tehdit ve bıkkınlık içerikli konuşmalar yapmaktan kaçının.

”Bugün okula ağlamadan ve beni üzmeden gidersen şu çok istediğin oyuncak var ya sana onu alacağım”… gibi koşullu konuşmalar da yapmamaya özen gösterin.

Bunların yerine çocuğunuzu anlamaya ve anladığınızı ona yansıtmaya özen gösterin. Mesela; ”Biliyor musun ben de senin yaşlarındayken okula gitmiştim. İlk günlerde ben de annem yanımda olmadığı için korkmuştum ama öğretmenimin güler yüzü içimi rahatlatmıştı. Hatta biliyor musun okulun ilk günü ben de çok ağlamıştım…” diyerek ona, herkesin okula gittiğini ve hatta bir zamanlar anne-babasının da okula giderken zorlandığını ve bu kaygıların normal ve geçici olduğunu gösterin.

Oyun ve Dil Terapisti Özlem Akyüz Turan

Comments are closed