anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo
Sınırsız tüketim toplumsal bir sorundur!

Tüketim çılgınlığı ve açgözlülük

Açgözlülük daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir tutku olmadı.. İnsanın ortaya çıkması ile, sahip olma tutkusu azalmamış; aksine, ‘kazanma, sahip olma, tüketme’ olarak artmış ve devam etmiştir. Hayatımızı çevreleyen bu tüketim kültürü, bazen günümüz insanı ailesini ve çocuklarını bile bilmeden “tüketim objesi” kılıyor.

Ebeveynler tüketim alışkanlıklarını çocuklarını nasıl etkilediğini düşünmeden hareket ettiklerinde çocukların bu kültürde sürüklenmeleri kaçınılmaz hale gelir.

Tüketim çılgınlığı nasıl öğrenilir?

Bunun nedeni çocukların yaşamı ve ebeveynlerini taklit ederek ve onları gözlemleyerek nasıl yaşayacağını öğrenmeleridir. Çocuklar yaşadıklarını içselleştirir ve bir çok şeyi ebeveynleri aracılığıyla öğrenirler.

Zamanla, bu yaşam deneyimleri temel alışkanlıklara ve tutumlara dönüşür. Özellikle anaokulu döneminde ailenin yaşam tarzı, eğlence ve harcama alışkanlıkları çocuğun zihnine damgalanır ve onun bir parçası haline gelir.

Eğer aile tüketim merkezli bir yaşam sürerse, evde yapılan konuşmaların tümü tüketim ile ilgiliyse ve birlikte geçirilen zamanlar her zaman bir tüketim çılgınlığı olan alışveriş merkezlerinde ise, sonuç olarak çocuklar bilmeyen bireylere dönüşürler.

Sebepler & sonuçlar

Maalesef çocuklarımız da şu anda bu tüketim akımına yakalandı. Kontrol mekanizmaları gelişmemiş ve isteklerini ertelemekte zorluk çekiyorlar; bu da onların bu akıma karşı durmalarını zorlaştırıyor..

Ebeveynlerin yanlış kullanabileceği sevgi, çocukları tüketim kültürüne doğru iten bir başka faktördür. İyi bir ebeveyn olmanın, çocuklarının hiçbir şeyden mahrum kalmasına izin vermemek anlamına geldiğini düşünen birçok ebeveyn, çocuklarının istediği her şeyi hiç gecikmeden satın almaya başlamıştır. Bunun bir sonucu olarak, memnuniyetsiz ve açgözlü çocukların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

Çözüm önerileri

Öncelikle, ebeveynler olarak yaşamlarımıza bakabilir, alışveriş, eğlence ve zamanımızı nasıl harcadığımızla ilgili bazı değişiklikler yapabiliriz. Tüketim kültürünün izlerini hayatımızda kaldırarak başlayabiliriz.

Günümüzde tüketimi artıran en büyük faktör, giderek artan sayıda büyük alışveriş merkezleridir. Zamanımızı çocuklarımızla sadece alışveriş merkezlerinde geçirirsek, tüketim kültürü çoktan kök salmaya başlar.

Ebeveynler olarak çocuklarımızı müzelere, parklara, kütüphanelere, tarihi yerlere, piknik alanlarına, hayvanat bahçelerine, hayvan çiftliklerine ve akrabalara götürebiliriz. Böylece alışveriş merkezi zaman geçirdiğimiz yerlerden biri haline gelmez.

Önlemler

Tüketim kültürünü harekete geçiren şeylerden biri karikatürdür. İlk önce karikatürlerin kahramanları çocukların hayatlarına giriyor, sonra dükkanlardaki kahramanların oyuncaklarını ve ürünlerini görebiliyoruz. Çocuklarımızı bir kahramana bağlı kalmaktan ve o kahramanla ilişkili tüm ürünleri satın almaktan koruyabiliriz. Çocuklarımızı TV reklamlarından uzak tutmak, temel önlemlerden biridir!

Eski nesneleri evden atmak yerine kullanabiliriz. Bu şekilde, çocuklarımız, “eskisini atıp yenisini satın almak” yerine “eski malzemeleri yeniden kullanma” kültürünü öğrenirler. Eski kumaşlarla toz bezi yapmak, atık kağıtla top yapmak, bayat ekmekleri köftede kullanmak… Benzer şekilde, kırılmış oyuncakların tamir edilmesi de onları bir kerede atmaktan daha faydalı olacaktır. Düzeltemediğimiz şeyi farklı bir şekilde veya farklı bir amaç için kullanmak, çocuklara ellerinde olanlarla kendilerini memnun etmelerini öğretir.

İhtiyaç

Çocuklarımız için bir şeyler satın alırken “ihtiyaç” terimine göre hareket etmek iyi bir sonuç verebilir. “Ayakkabıya ihtiyacın yok ama bir paltoya ihtiyacın var. Ve kız kardeşinin bir elbiseye ihtiyacı var.” Gördüğünüz ve sevdiğiniz her şeyi satın almak yerine, ihtiyaç duyulan şeyi satın almak, çocuklarımızı istediklerini değil, istediklerini satın almaya yönlendirir.

Eldekini değerlendirmek

Çocuklarımızı mutlu etmek için, onlarla bir şeyler yapmak, onlar için bir şeyler satın almaktan daha verimli olacaktır. Satın almak yerine oyuncak yapmak; çikolata almak yerine bir etkinlik yapmak, tüketen değil üreten, çocuklar yetiştirmeye yardımcı olur.

Çocuklarımızın istediklerini hemen satın almamak, biraz ertelemek, biraz beklemelerini sağlamak ve onlara para biriktirdiğimizi söylemek, sahip olduklarının değerini daha da arttırır. Bu şekilde çocuklarımız isteklerini ertelemenin değerini daha iyi öğrenirler.

Derleyen: Tatlı Çocuklar Anaokulu

Comments are closed