Konuşma

İnsan doğar doğmaz bir yetişkin gibi konuşması tabi ki doğal olarak beklenemez. Çocuk geliştikçe, dil gelişimiyle konuşma oluşumu başlar, yani konuşma, büyükleri taklit etmekle gelişir.

Çocuklar doğduklarında ağlar ve kaygılarını, açlığını ağlamakla göstermektedir. 4-5. ayında ses duyarak sesin geldiği tarafa döner, annesini tanır, öfkeli ve sevecen konuşma tarzını ayırt edebilir. Yüksek sesle gülebilir ve çeşitli sesler çıkarmaya başlar. 6-9. ayında konuşmaları anlamaya çalışır. Büyüklerin öğrettiği hareketleri yapmaya çalışırlar, seslere dikkatle kulak verirler. Örneğin: gözlerini, burnunu göstermek, el çalmak vb. 10-11 ayında “ver, al, olmaz vb. gibi sözleri anlarlar ve takip ederler.

Büyüklerin ardından heceleri tekrarlar, kedinin, köpeğin, ineğin sesini taklit edebilirler. Bu göstermektedir ki, onlarda konuşma gelişimi gerçekleşmektedir. Çocuk zamanla konuşacaktır. 1-2 yaşında eğer 35-40 kelime bilip, konuşmaları anlayıp taklit etmeyi becerebiliyorsa, 2-3 yaşında artık kelimelerin miktarı arttırıp 250-300 kelimeye kadar ulaşırlar. Bu dönemde çocuklar 2-3 kelimelik cümleler kurabilir ve sözleri daha net telaffuz edebilirler. 3-4 yaşında söz hazinesi artarak 800-900 kelimeye ulaşır, çok dinlemeye ve çok konuşmaya başlar.

Herkesin onu dinlemesine ister. Çok heceli kelimelerin söylenişinde hata yapabilirler. 4-5 yaşında şekilli kitaplara bakmayı severler, hayvanların bazılarının ismini bulup sesini taklit edebilirler. Artık çocuk daha geniş cümleler sarf edebiliyor, konuşmaları daha net anlaşılıyordur. Sözlüğünde 2300-2500 kelime olur. Tam formasyon süresi ise 5-6 yaşına kadar sürer.

Gelişim

Artık bu süreçte o, 3000-3500 kelimeyi kullanarak bir bileşik cümleler kurar, kendisinden olaylar uydurur, annesinin anlattığı masallara dair sorular verebilir. Hatta yetişkinler gibi konuşabilir. Onun konuşmasında bu yaşta pek tutarsızlık görülmez. Fakat bu her zaman böyle olmuyor.

Gösterilen aşamalarda çocukta normal gelişim görülmüyorsa, bu artık ebeveyn için bir sinyaldir ve ebeveyn bu konuda endişelenmelidir. Bazı çocukların konuşma gelişimi bu aşamalardan birini veya birkaçını geçemeyebilir. Eğer ebeveyn çocuğun konuşmasında herhangi bir sorun hissederse, gecikmeden uzmana başvurmalıdır. Uzman tarafından muayene edilirken sadece onun konuşması değil, ayrıca işitme derecesi, psikolojik durumu, zihinsel ve fiziksel gelişimi de muayene edilmelidir. Konuşmanın gecikmesine hem iç etkenler, hem de dış faktörler neden olabilir.

İç faktörlere – annenin hamilelik döneminde geçirdiği bulaşıcı hastalıklar, anemiyalar, ceninin hipoksiyası (oksijen eksikliği), doğum sırasında yaşanan travmalar, yaralanmalar vb. neden olabilir. Konuşma ile ilişkili merkezler bazen anne karnında gelişmeyebilir.

Dış faktörlere ise çocuğun stresli koşullarda yaşaması, ebeveynleri tarafından bakım görmemesi, çocuğun ebeveynleri ile iletişim eksikliği atfedilir. Bilinmelidir ki, çocuk konuşmaya başladığında ona yardım etmek önemlidir. Çocuğun konuşma dilinin oluşumu sırasında ebeveynler tarafından doğru, zamanında müdahale olmazsa, bu çocuğun gelişme geriliğine neden olabilir.

Konuşmayı geciktiren faktörlerden diğeri zihinsel geriliktir. Ağır derecede neredeyse konuşmanın gelişimi olmuyor, çocuklar kimseyle iletişime girmiyor.

Çocuklarda konuşma geriliğinin nedenleri

Normal çocuklar arasında da konuşmanın geciktiğine rastlanabilir. Bu bir kaç sebepten olabilir. Ağız kaslarının, dişlerin, çenenin düzgün gelişmemesi, 0-1 yaşında geçirilen ağır hastalıklar, bulaşıcı hastalıklar, aldığı travmalar,  tavşan dudaklılık da konuşmanın doğru gelişmesine engel olabilir. Ağız boşluğunda bulunan kusurlar da konuşmanın gecikmesine nedeni olabilir. İşitme ihlali de konuşmanın olmamasına yol açabilir. Bu nedenle konuşma geriliği varsa, mutlaka audiografiya yöntemi ile işitme oranının tespit edilmesi gereklidir. Ayrıca, psikolojik travma sonucunda da çocukta konuşma geriliği ortaya çıkabilir. Konuşmayı geciktiren faktörlerden kalıtsal hastalıklar, çocuk felci  vb. Ağır konuşma kusurları da – alalı (anne karnında veya çocuğun ilk geliştirme aşamasında beyin kabuğunun konuşma bölgesinin hasar sonucunda konuşmanın olmaması), afaziya (baş beynin lokal zedelenmesi sonucunda artık oluşmuş konuşmanın kaybı), anartriya (konuşma aparatının tam faaliyetsizliği sonucunda konuşmanın olmaması), mutizm (psikolojik durum, psikolojik travma sonucu konuşmama) konuşmanın uzun süre geri kalmasına veya hiç olmamasına yol açıyor.

Konuşamamanın nedenlerini araştırırken öncelikle ebeveynlerle sohbet edilerek,  annenin hamileliği nasıl geçirdiği, çocuğun geçirdiği hastalıkları, aldığı travmalar öğrenilir, yaşadığı ailede, çevredeki ortam hakkında bilgi alınır, bununla ilgili soru – cevap yapılır. Çocuğun ses tellerinin durumuna bakılır, konuşması muayene edilir.

Bu sorunun giderilmesi için teşhisin doğru konulması için uzman hekimlere  başvurmanız önemli şartlardan biridir.

 

Derleme