anaokulu-kucukcemece-kres-tatli-cocuklar-logo

Kaygılı Çocuklar

Evhamlı, hassas, ürkek, çekingen, vesveseli bu tarz kelimeleri duyduğunuzda arka planda kaygı vardır. Kaygının birçok nedeni vardır. Genetik yollarla geçiş sağladığı gibi çocuğun etrafında kaygılı bir ebeveyn ya da uzun süreli ilişki kurduğu birinde kaygı varsa çocuğun kaygı duyması da kaçınılmazdır. Bazı anneler çocukları için kendilerine yapışıp bırakmadığından bahseder. Bu tip çocuklarda kaygıya yatkınlık var diyebiliriz. Çevrede çocuğun kaygısını beslemeye müsaitse yani etraftakiler çocuğa, koşma düşersin, asansöre tek başına binme içinde kalırsın, yanımdan ayrılma kaybolursun, cama yaslanma düşersin gibi etrafta sürekli tehlike var mesajı verildiğinde uzun vadede çocuğun kaygısının artması da kaçınılmaz olacaktır.

Kaygı Anında Beynimizde Neler Oluyor?

Çocukların bize göre korkutucu olmayan durumlara karşı kaygılanması aileleri üzer ve çaresiz bırakır. Fakat; duruma çocuk açısından bakıldığında bu durumlar çocuklar için gerçekten tehdit edicidir. Çocuk kendini tehdit altında hissettiğinde ” sinir sistemi” tepki vermeye başlar. Kaygı anında beynin mantık bölümü devreden çıkar ve kontrol otomatik duygusal beyin bölümüne geçer.

Kaygı Bizi Koruma Mekanizması Görevi Görür

Kaygı (endişe) koruma mekanizması görevi görür. Kaygının, çocuklarda ve yetişkinlerde yanlış zamanda ve aşırı düzeyde olması vücudun sürekli ”alarm” durumunda kalmasına neden olur ve zamanla bu durum vücut için yıpratıcı bir hal almaya başlar.

 

Kaygıyı görmezden gelmek onu daha çok besler

Kısa süreli problem çözme yöntemleri o an için faydalı gözükebilir fakat uzun vadede zararları daha çoktur. Aileler kaygıyı kabul etmenin çocuğu daha da kaygılandıracağını düşünürler. Fakat kaygıyı görmezden gelmek durumu daha da çıkmaz bir hale getirir. Unutulmaması gereken bir nokta ” çocuğunuz sizin de kaygılı olup olmadığınızı yüzünüze bakarak anlarlar yani mimikleriniz sizi ele verir. Çocuğunuzun kaygısı karşısındaki çaresizliğinizi çocuğunuz yüzünüzden anlar.

Yukarıda da bahsettiğim gibi çocuk zihnindeki düşüncelere sıkı sıkıya bağlıdır ve kaygı anında çocuğunuz siz ne söylerseniz söyleyin; çocuğunuzun zihni olumsuz düşünceler üretmeye devam edecektir.

Çocuğunuzun kaygı anında ondan ”mantıklı” şeyler düşünmesini istemeniz onda, ”anlaşılmıyorum” duygusu uyandırır.  Çocuğun kaygısını azaltabilmek için, çocuğun ” doğru düşünce”ye geçmesini sağlamak gerekir bunun da birinci şartı çocuktaki kaygıyı kabul ettiğinizi hissettirmekten geçer.

Çocuğunuzda Bu Belirti ve Davranışlar Varsa Dikkat!

Kaygılı çocuklar ” duyu hassasiyeti” olan çocuklardır. Yapılan araştırmalar her 8 çocuktan 1’inin kaygılı olduğunu göstermektedir. Kaygılı çocukların genelde ürkek ve tedirgin bir halleri vardır. Birçok şeyden korkarlar, işittikleri gördükleri olaylardan çabuk etkilenirler, kaygı duydukları nesne ya da ortamdan kaçınma isteği vardır, kıyafetlerini emer-kemirirler, kaygılı sorular sorarlar. Kaygılı çocuklarda tırnak yeme ile gece diş gıcırdatmaları da olur fakat tırnak yemede sadece kaygı var denmez, çocuğun hayatında stres olup olmadığına da bakılmalıdır.

Kaygılı çocuklarda sisteme giren kaygı uzun bir süre devam ettiği için vücutta bacak ağrısı, karın ağrısı, baş ağrısı, cilt sorunları görülür.

KAYGILI ÇOCUKLAR İÇİN KAYGI AZALTMAYA YÖNELİK BAZI ÖNERİLER:

  1. Kaygıyı Kabul edin.
  2. Kaygısını aktarabileceği temsili bir hayvan edinebilirsiniz. Bu köpecik bugün çok mu kaygılanmış, hadi gel köpecik neyden korkmuş soralım diyerek köpek üzerinden konuşulabilir.
  3. Kaygıya veda kutusu edinebilirsiniz. Çocuğunuzdan kaygı duyduğu şeyin resmini çizmesini ya da yazmasını isteyebilirsini (okuma bilmeyen çocuğunuz için siz yazabilirsiniz). Bu hazırlanan kağıtları katlayıp kutuya atmasını isteyerek kaygısına veda etmesini sağlayabilirsiniz.
  4. Çocuğunuzun şimdiki anda kalmasını sağlayın bunun için, nefes egzersizleri yaptırabilirsiniz.
  5. Çocuğunuzun kaygılanmasına neden olan şeyler neyse onlardan kaçınmasına izin vermeyin, adım adım kaygı veren yer ya da nesneye ulaşmasını sağlayın. Okul onun için kaygı kaynağıysa bir süre okul bahçesinde vakit geçirin sonra okul binasının içine girin. Bir sonraki adımda sınıfa girmesini sağlayabilirsiniz. Bu adımları gerçekleştirmek için okul dönemini beklemenize gerek yok. Okulların tatil olduğu dönemde çocuğunuzun, okula girme karşısındaki direncini okul dönemi içinde değil daha erken bir zamanda kırmasına yardımcı olabilirsiniz.
  6. Çocuğunuza, onun kaygısını azaltan ” kaygı savar ” nesnesi yapabilirsiniz. Çocuğunuz bu nesneyi üstünde taşıyabileceği gibi kolaylıkla ulaşabileceği bir yerde de olabilir.  Bu nesne bir bileklik, kolye, özel bir taş ya da başka bir şey de olabilir :)
  7. ” Sokratik sorgulama yöntemini ” kullanın. Çocuğunuzun kaygı duyduğu şey neyse ona şu soruyu sorarak anda kalıp, yaşananlara karşı farkındalık kazanmasını sağlayın. ” Aklına …………….gelince hangi düşünce geliyor ”.

 

Oyun Terapisti Özlem Akyüz TURAN